Erzincan İliç’teki Çöpler Altın Madeni faciasında yetkililer, “risk” olmadığını söylese de uzmanların uyarıları art arda geliyor. Yüksek jeoloji mühendisi, tıbbi Jeoloji uzmanı Dr. Eşref Atabey, İliç madeninin olduğu bölgenin Yukarı Fırat Havzası olduğuna dikkat çekti.
Atabey, dedi.
Atabey, çevre etkilerini ortadan kaldırmak için büyük yatırımlar yapılması gerektiğini ancak maden şirketlerinin kârlarını düşündüklerini vurguladı. Ülkedeki madenlerin yüzde 99.2’sinin özel sektörün elinde olduğunu belirten Atabey, altın madenlerininin yabancıların kontrolünde bulunduğunu, yabancı şirketlerin bürokratik engelleri aşmak için Türk ortaklarla çalıştığını kaydetti.
‘FIRAT’A ULAŞIR’
Fırat Havzası’nın diğer kolunda Divriği demir madenleri olduğunu, bu madenlerin Kemaliye yönüne doğru genişlediğini kaydeden Atabey, “İliç’teki maden batıya doğru genişliyor. İliç, Kemaliye, Divriği merkezlerini birleştirirsek bir üçgen oluşuyor. Bölgede altın, demir, bakır ruhsatları alınmış durumda. Yukarı Fırat Havzası küresel bir çevre felaketinin eşiğinde” dedi.
Romanya’da siyanürlü atık havuzu patladığında Tuna Nehri’nin 400 km boyunca etkilendiğini, canlı varlığının yok olduğunu anımsatan Atabey, Kuzey Rusya’da ise nikel madeninin çıkarıldığı bölgede halkın yüzde 90’ının kanserle mücade ettiğini söyledi.
Dr. Atabey, “İliç’teki olayda liç atığı çöktüğü zaman siyanür havaya karışmıştır. Siyanür 265 günde yok olur. Bazı bilim adamları bir yıldan uzun süre kaldığını da söylüyor. Siyanür topraktaki ağır metalleri de harekete geçirir. Bitkileri öldürür. Suya karışırsa toplu balık ölümlerine yol açar. İnsanlarda guatra neden olur” ifadelerini kullandı.
Kayan malzemenin dip suyuna, Fırat Nehri’ne ulaşmamasının mümkün olmadığını vurgulayan Atabey, “Önümüzdeki günlerde yağmurlarla Fırat’a ulaşacaktır. Devamlı ölçüm yapılmalı” uyarısını yineledi.